Yanmak Lazım

  • 0
Direnemedim,
Sonradan gördük levhayı
Kaçırdık sapağı,
Vurduk,
Baltamız kırıldı taştan
Gömdük gönlümüzü kefensiz
Kanlar içinde kaldı şiirler
Hayallerimizi kirlettik çamurla
Bir adı kaldı,
Hevâya geçti bir tutam aşk
Toprağa küstü kalemler
Gökyüzünü sildi kelamlar
"Yüzleşmek lazım. Yanacaksak yanmak lazım."
Yandık, bitti, kül oldu...



Azam

  • 0
İnsana küsülür de şiire küsülmez sayın şaire.
Niyeti kalem olanın tüm harfleri kelam olur.
Dökeceksin tüm dertlerini defterden bir nehre
Konuşulmazsa da o muhabbet-i azam olur..

Torba

  • 0
Yine kırıntılar düştü
Kağıttan sofralarımıza
Kalemlerimizi kaşık yaptık
Kaynayan dert çorbamıza
Ömür gidiyor ya,
Varsın gitsin heyhat!
Ya bir sevap koyacağız,
Yada bir günah,
Torbamıza...
Sevmek ya ölüm gibi
Yanmak mı bir kıza?
Peki ya şimdi sevmesek,
Sonra var mı kaza
Duy! Duy şu haykırdığım sesi
Ey! yaratıcısı büyük olan feza!
Sen söyle bana,
O gülüşlerde sayılır mı naza.

Perçem

  • 0
Seher yelim ol, gerekirse darmadağın et gül bahçemi
Ömrüme dokunsun o edeble örülmüş saçının perçemi
Ey! Gül-i Rana, Ey Ay! söyle bülbül müsün serçe mi?
Aşkından bana bir tutam mı verirsin bir pençe mi?

....

Ölüyordu...

  • 0
Ve zaman durdu.
Titriyordu tüm ses telleri
Yağan tüm yağmur taneleri
Haykırıyordu!
Bir kadın kollarımda ağlıyordu.
Her katre bir paslı bıçak
Hıçkırıklar sanki mermi
Gölgeler göğe yükseliyordu
Donuyordu kuşlar
Soğuk, yakıyordu ellerimi
Bacaklarımda bir devrim
Koşmak istiyordu durmadan
Bir insan ölüyordu...

Kısa Yazılar

  • 0
Gülümse, fıtratının gereğini yap. Sen güldükçe kıskanan bir şeyler göreceksin gözlerindeki derinliği. Yazılar, kitaplar, şiirler herşeyin öznesi olacaksın baştan sona. Sonra biri daha gelecek o da yazacak öznesi sen olan edebiyat parçalarından. Korku salacak sanki hiç korkusuzca sevmişiz gibi, kaybederiz şüphesiyle dolacak seni düşünenlerdeki gönül otobüsleri ve hiç bir durakta durmayacak sen " Hayır, ben daha buradayım seninleyim diyene kadar.." 
- Öznesi güzel hayaller tufanı | Kader Ali ÇAYIR

Tırnak

  • 0
Senelerce dinlemedik mi,
Kalbin kuru tıkırtılarını
Yanmadık mı kuru sıcakta
Ellerimiz donana dek
Gözlerimize,
Deniz kumu dolmadı mı?
Ferahlığı berzahlara değişmedik mi

Sevinçten ölmedik mi?
Ölmedik.

Kırptılar koyun gibi bakışlarımızı

Serdiler yerlere,
Kopardılar aşık olan başlarımızı
Sonra elimize bir son verdiler
O sona bile layık görmediler
Habersizce gittiler
Parçaladılar demirden
Sevdalarımızı, ölmedik mi?
Ölmedik.

Tırnaklarım hiç düzgün kesilmedi
Senin ruhumu yediğin gibi,
Bende onları yedim.  

Şizofreni

  • 0
Şu ırmağı görüyor musun?
Ya şu uçan kırmızı balonu?
Nasıl görmezsin ki
Şimdi geçti o gri taksi.
Evet, sarı değil gri
Ölümün rengi.
Sahi ölüm neydi?

Sahiden mi?
Bırakalım bunları şimdi;

Gidenler gitti. Ya kalan sağlar?
Hayır! Hayır, onlar da
Bizim değil, değildi.
Sol yanlarımız dururken,
Sağlam kalanımız var mı?
Kalan sağlarımız kimdi?

Kadar

  • 0
Şimdi beklemelerdeyim uzunca
Küçücük bir çocuğun kaybolması gibi
O kadar alışmıştım ki sana
Öyle benimsemişti ki kalbim kalbini
Ellerim ellerini öyle tutmuştu ki
Tüm satır başları sana bağlanmıştı
Şiirlerimde...
En kötüsü de gülüşüne alışmamdı
Oysa bir kere görmeyle alışmıştım
Kaçışım yoktu o aşk selinden
Zaten kaçmayı da istemedim hiç
Gülüşlerin kalbi iyileştiriyordu çünkü
Hayallerle arkadaş ediyordu ruhu
Senli bir sürü hayali bahşediyordu
Ömrüme, kalbime ve bedenime...
Ağır mı geldi sensizlik nedir?
Nefeslerimde koca koca düğümler
Omuzlarım sanki bir hamalın omuzları
Kalbim sanki bir meftanın
Ellerim kuru bir ağacın dalları
Gözlerimde eski çağlarda kalmış
Bir deniz fenerinin ışıksız betonları
Boş boş bakıyor ruhsuz dolaşan insanlara
Oysa senin gözlerin ne derin bakar
Öyle derindir ki bir koca kraterdir
Yoğunluğundan rengi kahveye çalmış
Kenarları açık renk halka halka sahillerdir
Yürür yüreğim o sahillerde
Gözlerinin derinlerine doğru koşar adım
Korkar mıyım boğulmaktan?
Sensizlikten korktuğum kadar?

Kaf ile Kef

  • 0
Bir kalem var bir de kelam...
Biri Kaf ile yazılır, biri Kef ile
Biri Kudüs'tür, biri Mekke.
Kalemden sonra kelama ulaşırsın.
Tıpkı ilk mabed Kudüs'ten, Mekke'ye ulaştığımız gibi.
Bir de kalem var, benim kalem;
Böyle burçları olan ama içi karanlık dolu,
Zindanlarında söylenmemiş kelimeler infaz edilmiş...
İşte bu!
İşte ben!
Adımın baş harfleri gibi KAÇ'samda herşeyden
Sınırım kalemin duvarlarıdır.
Ben yazarım.
Siz sadece okursunuz.

Distopya

  • 0
Tükenişlerim sensizliğe
Kristal mavisinden griye dönüş
Sensizliğin özlemi erittiği
Bakır gibi sıcak!
Kükürt gibi keskin kokulu
Ambulanslar gibi,
Çığlık çığlığa...
Sanki bir ölüm var
Ağıtları yankılanır rüzgarların
Sensizliğin derinliği, soğutur
Kalpler donar ve katılaşır
Öyle ki sensizlik distopya.

Kudüs Çocukları

  • 0
Kan donduran ölümler kan sıçratan kahpelere karşı 
Harabeler şehit bebeklerin satıldığı dev bir çarşı 
Çalın hadi sirenler! Duyulsun mazlumların marşı 
Bebeklerin çığlıkları patlatsın kulakları, titretsin arşı.

Kumlar dolarken daha yaşarken üzerimize 
Bu kum gibi lanet yağacak sizin düzeninize
Kudüs'üm ağlıyor bak! Kudüs görüldü hor.
Şimdi bir ayna bul kendine bak gözlerine ve sor! 

Sıkılmak

  • 0
Ben bir ara öyle sıkıldım ki
Bir sarı, sulu limon misali
Öyle sıktılar ki ruh ile eli 
Kalmadı içimde huyum 
Çatırdadı kemiklerimin özü 
Soğuktan terledi kirpiklerim
Ben bir ara öyle sıkıldım ki 
Kim sıkabilir artık?
İçim boş, kuru bir sandık 
Öyle ki 
Sıkamaz bile yalnızlık

Huzur

Ayet huzuru gerek bize
Gözlere tesettür bakışı
Ellere bir katre cehennem
Nefsin ayaklarına pranga
Çekilip bir kuytu köşeye
Rezil halini izlemeli beşer
Beşer sadece nefsiyle düşer
Yükseliş nuru gerek bize
Secdeye bir kıyam bakışı
Eller sıcak, kenetli birbirine
Başlamalı nefsin kahvaltısı
Sonra bir secde daha ederek
Yükselişe adım atmalı beşer
Yükseldiğinde cennete düşer...

Soğuk

Gözlerinin feri sönmüş kaldırım taşları
İçinden umursamazlık akan damarlar
Haykırıyor devrime soğuğa tutulanlar
Gün gelecek sönecek bu yanan karlar
Mazlumların o kıymetli ciğerlerinde.
Çiğnenecek alkış tutan eller, botlarla
Gözlere sürme yapmak mı montlarla?
Hayrıkan seslere sağır bir çift bacak,
Koşmaktan bile aciz gözler ve yüzler
Dayan! Dayan üşüyen eller! Gözler!
İnşallah bu soğukta geçer.
Yürekler ölmeden.